31 Ağustos 2013 Cumartesi

korkularımın üstüne yürüyorum :))

her şeyden önce, artık homelesslardan çok daha az korkuyorum!

gerçekten söyledikleri gibiymiş alışmakla alakalı her şey biraz, birinci haftamın sonundayım ve geceleri ben merdivenleri çıkana kadar taksi beklediği sürece hiç bir sorunum kalmadı! gündüz tek başıma sokaklarda çılgınlar gibi geziyorum düşünün ahahah :D

ben ingilizceyi hazırlık senemde OC dizisini izleyerek öğrendim, günde 6 bölüm izleyip sonra marrisayı summerı ryanı sethi rüyamda görürdüm, seth bebesiyle öpüşmüşlüğüm bile vardı! neyse burda tanıdığım ilk amerikalının orange countyden olması yine ve yine doğru yerde olduğumun göstergesi bence, hele ki çocuğun thanksgiving için bizi orange countydeki evine davet edip hep birlikte hindi yeriz demesi! tam bir bebiş allahııım! sanırım en çok görmek istediğim yerde, en güzel amerikan geleneğini yaşayabilirim :D sahip çıkalım.

alkol! aman allahım, bottle of Jack is 19,99! biranın falan barlarda, publarda 2 ila 3 dolar olması olayından bahsetmiyorum bile. sürekli içebilirim sanırım, Berkeley çok pahalı olur diyenlere de burdan el sallıyorum! we are not livin' in SF, it's Berkeley bitchh :D

heh bi de dün sevimli ev arkadaşlarımla bir alışveriş merkezine gittik, ankuvayla bilkent centerın birlikte olduğu kadar büyüklükte ve içerde ingilizce konuşan nerdeyse yok. bi zenci aile ve benim dışımda çekik olmayan da yok (tamam biraz abartıyo olabilirim çekik olmayan 10 kişi görmüşümdür!) kendilerine bir hayat kurmuşlar orda ve içinde bir çekik migrosu var! aman allahım hayatımda görmediğim sebzeler, garip meyveler, ÜÇ koca reyon noodledan sonra alakasız bir yerde 2 koca reyon noodle daha! deniz ürünlerinden bahsetmiyorum bile, benim sadece belgesellerde falan görüp izleyebildiğim şeyleri suyun içinden kendileri alıp poşete koyuyolar, İŞTAHLA! neyse bu konuyu da kapamak istiyorum artık!

ha tabi bi de ben buraya okumaya gelmiştim! okul çok kolay, şimdilik tabi, ama sistem Bilkent'le tamamen aynı o yüzden çok tanıdık geldi, sanırım pek zorlanmıcam o konuda. sooooo PARTEYYY HARDD then!

27 Ağustos 2013 Salı

homlıs.

geldim, rüyalarımın şehrine, okuluna ve hayatına geldim. uçakta yediğim sandwichin arasındaki PARMESANLI MAYONEZ'den sonra aldığım kararın ne kadar doğru olduğunu bir kere daha farkettim :) obez olmaya niyetim yok korkmayın, ama cidden doğru yerdeğim. burayı bu kadar seviyor olmama rağmen hiç bütün bir ömrümü geçirebileceğimi düşünmedim, ve hala düşünemiyorum. ha keşke burda doğsaydım dediğim çok oluyo (günde 10 kere falan) ama bu kadar salak ve sorunsuz olmayı kaldırabilir miydim bilmiyorum. hayatımda dramaların yeri bu kadar büyükken bu insanlar kadar umursamaz ve rahat olamazdım sanırım.

İNANILMAZLAR! benim gibi bir paranoyak için aslında ilk iki gün biraz arada geçti, homelesslara olan korkumu bilmiyor olabilirsiniz ama delinin deliyi çekmesi gerçeğiyle karşı karşıyayım ve burda deli çok. deli deliden korkmaz söylemi doğruysa sanırım senelerdir kendime biçtiğim sıfat anlamsız kalıyo çünkü ben hepsinden inanılmaz korkuyorum. Mesela dün metroya binip kendi kendine bağıran zenci abiden çok korktum, o kadar sinirliydi ve boş konuşuyodu ki bir an için gözgöze gelseniz size ne bakıyosun diye bağırıp üzerinize yürüyebilirdi. ya da bi alt sokağımdan eve gitmeye çalışırken bi evin bahçesine sinmiş pis uzun saçlı amcanın beni gördüğü anda koşarak arkamdan gelmesi sebebiyle 3 blok boyunca korka korka alakasız yerlerde yürüyüp izimi kaybettirdikten sonra eve koşuşum görülmeye değerdi. sonuç olarak korkuyorum, ama bugün oryantasyona gelen inanılmaz yakışıklı polis abimm korkmamamızı ve eğer bir şey olur da üzerimize gelirlerse anında çığlık atmamızı söyledi, hemen kaçıyolarmış. ha tabi bi de naynvanvan'ı arayabilirmişiz which is very cool!

neyse çok homelesslı yazı oldu bu, sanırım sebebi cidden onlardan başka hiç bir sorunumun olmaması, ha bi de odamdaki gereksiz çinli kız! dünyadaki en gerizekalı çinli olabilir. neyse bir ay sonra taşınıyomuş, sakinim.