19 Ocak 2011 Çarşamba

23:10.. 21'e son 50!

benim annem 45 yaşında.. yaklaşık 18inden beri günlük tutar babamla tanışmaları, gezmeleri, tozmaları sevinçleri üzüntüleri ve senelerdir aldığı tüpün fiyatına kadar yazar her şeyi.. yazmış daha doğrusu.. her gün de yazar hemen hemen, 20 Ocak 1990 sayfasında el yazısı bir başka başlamış ama.. işte o yazı;

Bu yarım küçücük sayfaya bizim için çok büyük bir olay yazacağım. 14:00 CANSU'muz geldi! YAŞASIN!! Annesini çok seviyorum. KG: 4 BOY: 52 cm (Babasından 116 cm kısa) ama yetişecek. yer: Şifa hastanesi, KADIKÖY, normal doğum. Oda No: 13

Babası ve ben onu çok seviyoruz. Çok mutluyuz. Kendimi çok yorgun hissediyorum.

evet babam yazmış önce, kendine gelince de annem ufacık bişeyler karalamış o yorgunlukla.. ve ondan sonraki iki hastane gününde de annem sürekli beni ne kadar sevdiğinden ve özlediğinden bahsetmiş. 26 ocak günü Cansu'yu çok seviyorum sadece ben değil babası da onu çok seviyor yazmış.. ah benim canım annem, ah benim canım babam.. hiç hissettirmemezlik yapmadınız ki zaten sevginizi..
babamla çok güldük ama biraz önce okurken.. babasından 116 cm kısa yazmış ya, o zamandan başlamışım seninle dalga geçmeye diyo.. canım benim o olmasa ben böyle olabilir miydim acaba.. dünyaya bin kere gelsem yine annemi babamı değişmezdim hiçbir şeye!

neyse bu kadar duygusallığın peşinden bi kaç şey karalayıp 20 yaşımın son dakikalarını yazarak geçirmek istiyorum. her büyüdüğümü sandığım yaşta, içimde büyümeyen cansu bi yerlerden çıktı geldi.. gitsin istemedim çoğu zaman çünkü pişmanlıklarımla bile gülebilmeyi öğrendim ben.. pişmanlıklarımdan pişman olmamayı onlara gülümseyebilmeyi öğrendim.. keşkeler, belkiler, iyi ki'ler eşitlenseler de, biri öbürüne fark da atsa kabullenmeyi öğrendim.. daha az isyan etmeye başladım.. kendi başıma bir hayatın getirdiği sorumluluklar karşımda bir dağ gibi dururken daha uslu olmaya çalıştım.. ailemi, dostlarımı özledikçe daha bir ılımlılaştım.. yaşadığım tek aşkı geride bıraktığımda.. ve bunun için gülüp ağladığımda kahrolduğumda ya da kahkahalara boğulduğumda, daha iyi bir hayat için çok fazla uğraşmamayı sadece beklemeyi öğrendim kendi kendime.. çünkü hayatın ben bakarken soyunamadığını biliyorum artık. :)

18 bitti, 19 geçti 2'yle başlayanlar mıı aman allahım derken 20 de son 18 dakikasını yaşıyor. 21 olmak nasıldır bilmiyorum.. gelsin bakalım bekliyorum! ve music box'ı çalıştırıp tüm sevenlerime ve tabii ki sevmeyenlerime yolluyorum:


sizi bilmem ama ben karar verdim su gibi duru olup hep akmaya
başka sular tanıyıp çoğalmaya dalgalanmaya taşmaya
son günlerde çok düşünür oldum
zor zamanları çabuk atlatır oldum
yalnız mıyım insanlar içinde arkadaşlarım aşklarım içimde
yara aldım bundan iki yıl önce
hiç susmadım şarkı söyledim günlerce
artık kısa cümleler kuruyorum
sevdiklerim sevmediklerim yanımda
kabullendim 'her şey'i olduğu gibi yola çıktım yarınlara
son günlerde çok düşünür oldum
zor zamanları çabuk atlatır oldum
bakıyorum aynaya her gece içim rahat biraz yorgunum sadece
hayatıma giren herkese yaşanamış herşeye
teşekkürler büyüyorum sizinle...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder