odamla barış imzaladık şunun şurasında iki güncük daha burdayım sonra evime dönüyorum. ben gidene kadar birbirimize dayanmayı kabul ettik etmesine de, odama girer girmez cansu karşıladı beni..bana sarılmasıyla birlikte bedenime yerleşmesi bir oldu. hemen kapımı kitledim kimse odaya girip görsün istemedim o beni. çünkü saklı kutulardan çıkmış bi cansunun kimseye bi yararı yok -sadece annemi üzüyo çok-. neyse oturduk biz cansuyla yatağın üzerine elimizde Hot couture yazan bir kutu üzerinde kıpkırmızı bir kalp, açtık birlikte.. içinden kırmızı beyaz güller çikolatalar fotoğraflar konser biletleri masallar mektuplar ve Ben! çıktık.. bir sürü ben hem de mutlu ben gülen ben çocuk ben şımarık ben ağlayan ben kızgın ben.. hepsi bir anda odanın içinde koşturmaya başladılar ama dedim ya kapı kilitli diye kaçamadı yine hiçbiri hepsi kaldı burda benimle.
kalbim sıkıştı okudukça..sinir oldum her şeye.. başlamasına bitmesine gitmesine kalmasına gülmesine ağlamasına.. cansu beni sinir ediyo ben bunu anladım. hayır ya cansunun kadınları tadında gezen bi kız diilim şizofrenik bi vaka falan da değilim çok şükür sadece bunları yazmamın sebebi kendimi görmek.. görmek mi göstermek mi diye sormayın sakın ben günlük de yazarım ama onu kimseye okutmam buraya yazdıklarımı herkes okusun istiyorum nasıl delirdiğimi görün diye :P hayır bi de buraya yazınca açıp bakmak çok kolay..
düşününce şimdi ankarada yazdıklarımla istanbulda yazdıklarım arasında dağlar kadar fark var. iki gün daha böyle gider en fazla sonra zaten ordaki hayatımdaki komiklikler ve gerçeklere dönüş yaptığım anda yaşamaya başladıklarım bu moral halimi değiştirir..
ha değiştirir derken ben bu odadan çıkarken kapımı yine kitlerim.. emziğim kutunun içinde parfüm şişem yastığımın altında bulduğum gibi bırakırım hayalimde.. hiç değişmemiş, hiç dokunulmamış, kimse kimseden gitmemiş, her şey yerli yerinde..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder